Oğuz Engiz
Ülkemizde nüfusun artması, yaşlanması, sağlık ihtiyaçlarının karmaşıklaşması, köyden kente göçün devam etmesi, kentlerdeki sağlıksız yaşam koşullarının varlığı toplumsal ve bireysel sağlığımızı her geçen yıl daha da tehdit etmekte ve bu durum sağlık hizmetlerinin kullanımını arttırmakta sağlık için ayrılan kaynakların yetersiz kalmasına sebebiyet vermektedir.
Şu anda ülkemizdeki sağlık sorunları ve çözüm yolları konusunda oldukça bilgili, becerili ve tecrübeli bir sağlık bakanı bulunmaktadır. Ben sayın Sağlık Bakanı’nın yerinde olsam acilen şu tedbirlerin alınması için gayret sarf eder bu gelişimin liderliğini yapardım;
Şu anda sağlık sistemimizin en büyük önceliği finansman konusudur. Bu konu şu şekilde önümüze gelmektedir;
Her dört başlıkta da ciddi kaynaksal sorunlar yaşanma potansiyeli bulunmaktadır. Dolayısıyla sağlık için çok yenilikçi ve yaratıcı finansal kaynakların yaratılması zorunludur. Bu kaynaklar batıda da benzer uygulamaları olan direkt sağlık amaçlı toplanacak vergilerle sağlanabilir. Bu vergiler temel olarak sağlığı bozan tehdit eden tüm eylemlerin sorumluları üzerine yüklenebilir. Şöyle ki;
Toplanacak bu sağlığa özel yeni vergiler hali hazırda sağlık için ayrılan devlet bütçesi ve SGK prim kaynaklarına ek olarak sağlık hizmetlerinin sorunsuz olarak finanse edilmesine ve sağlık finansmanının sürdürülebilir bir hale gelmesine imkan verecektir.
İkinci önemli konu ise vatandaşların her geçen gün sağlık için ceplerinden daha fazla para harcamak zorunda kalmaları ve sağlığın para ile alınıp satılan bir meta haline gelmesi kaygısıdır. Sağlık kuruluşlarında vatandaşların ceplerinden harcama yapmasının engellenmesi ve tüm vatandaşların genel sağlık sigortası, tamamlayıcı sağlık sigortası ve/veya özel sağlık sigortaları kapsamı altında sağlık kuruluşları ile para ilişkisine girmeden sağlık hizmetlerinden faydalanmalarının sağlanmasıdır. Vatandaşların sağlık için yapacakları ödemeler sadece katkı payları ile sınırlandırılmalıdır.
Üçüncü ve başka önemli bir konu devlet ve üniversite hastanelerinin profesyonel yönetimlere kavuşturulması ve buraların maliyet etkin, verimli, nitelikli, üretken ve de hasta ve çalışan memnuniyetini üst düzeyde sağlayabilen çağdaş kuruluşlar haline getirilmesidir. Bu yolla yapılacak tasarrufların tekrar sağlık sistemimize kazandırılması da ek bir kaynak yaratmak kadar kıymetli olacaktır.
Sağlık Bakanı olsam hemen ele alıp çözüme kavuşturacağım son bir konu da halk sağlığı ve koruyucu hekimlik ile ilgili ülkemize özel maliyet etkin, verimli ve yaratıcı programları devreye sokar ağırlığı vatandaşlarımızın hastalıklardan korunmasına ve sağlığın geliştirilmesine verirdim. Bunun için gerekli organizasyonu, ekipleri ve bütçeyi tahsis eder ve bu programlar sonrasında elde edilen kaliteli/sağlıklı yaşam yıllarının hesaplanmasını sağlardım.
Bunların dışında nitelikli sağlık personelinin eğitimi konusunda önemli adımlar atıldığı biliniyor, özellikle vakıf üniversiteleri aracılığı ile nitelikli hekimlerin yetiştirilmesi için gayret sarf edildiği de hepimizin malumu. Son günlerde daha ağırlıklı vurgu yapılan kendi ilacımızı, tıbbi sarf malzememizi, tıbbi cihazımızı üretebilir duruma gelme konusundaki yüreklendirici söylemler de olumlu gelişmelerdir. Tıp, biomedikal ve biyoteknoloji alanında yapılacak AR-GE çalışmalarının da orta ve uzun vadede önemli kazanımlar getireceği şüphesiz.
Sonuç olarak sağlık alanında pratik adımlarla potansiyel sorun odaklarının aşılması önceliklendirilmelidir. Bu çalışmaların mevcut bakan liderliğinde yapılabilmesi de mümkündür.